Elma Dağı, İç Anadolu Bölgesi'nin yukarı Sakarya bölümünde yer almakta ve Ankara'nın 41 km. Doğusunda bulunan çok eski bir yerleşim yeridir. Arkeolojik araştırmalar sonucunda Elmadağ'ı ve çevresinin çok eski medeniyetlere sahne olarak M. Ö. 547'ye kadar Frigler ve Lidyalılar gibi değişik kavimlerin varlıklarını sürdürdüğü ve bölgenin Roma İmparatorluğu'nun eline geçtiği tespit edilmiştir. 1071 yılında Malazgirt Savaş'ının ardından Anadolu'yu yerleşim yeri olarak belirleyen Türkler 1073'ten sonra yörede etkin olarak yaşamlarını sürdürmüşlerdir.

Elma Dağının kuruluş tarihinin nereye kadar uzandığı tarih kaynaklarında tam olarak tespit edilememiştir. Adını Elma Dağı'ndan alan Elma Dağı İlçesinin yakınında Sungur taraflarında bulunan küp, çanak, çömlek, heykel gibi kalıntılar incelendiğinden bölgenin çok eski yerleşmelere sahne olduğu anlaşılmaktadır. Bunlardan en başlıcaları Hygeia (Sağlık Tanrısının kızı) ve Asklepios (Sağlık Tanrısı) heykelleri, Roma Dönemlerine ait olduğu anlaşılmıştır.

İlçenin yerleşmesine ait ilk belgeler 400 yıl öncesinde Ankara Şer'iye Mahkemesi sicil kayıtlarında yer almaktadır. Yozgat Köyü ile anılan Elmadağ, bu dönemde Ankara'ya bağlı bir yerleşim yeridir. Yöre kış aylarında soğuk ve sert geçmekle birlikte karasal iklimin etkisi altındadır. Yüksek ve dağlarla çevrili olduğundan dolayı yaz-kış ve gece-gündüz sıcaklıkları arasında büyük farklılıklar görülmektedir. Karlı yağışlar Kasım ayında başlamakta ve Nisan ayına kadar sürmektedir. Sonbahar mevsimi ise yoğun sis etkisi altında oldukça rüzgârlı geçmektedir.

Günümüzde tandır ekmeğinin yapımı Selçuklu döneminden günümüze kadar gelen gelenektir. Halıcılık, el dokuması, heybe, kilim ve çanta yapımı da kökünün Selçuklulara kadar uzandığı tahmin edilmektedir.

Elma Dağında M. K. E. Kurumuna bağlı olarak barut ve roket fabrikalarının yanında roket fabrikası, çimento fabrikası, bal fabrikası ile özel şirketlerle 30'u aşkın kireç ocakları bulunmaktadır. Büyük firmaların olması sebebiyle bölge nüfusunun büyük çoğunluğu istihdam edilmektedir. Elma Dağı Ankara- Samsun karayolu üzerinde bulunması sebebiyle sanayi yönünden de gelişmeye müsaittir. Tarımsal açıdan verimsiz olan topraklar sebebiyle geçim kaynağı işçilik ve memurluk üzerinedir.